English - Turkish
Definition of businesses concerned with goods as opposed to services in English Turkish dictionary
- industry
- {i} sanayi
O, bu şehrin sanayisini incelemek için yakında buraya gelecek.
-He will come here soon to inspect the industry of this town.
Tom'un bilgisayar sanayinde iyi bir işi var.
-Tom has a good job in the computer industry.
- industry
- {i} endüstri
Güçlü yen Japonya'nın ihracat endüstrisinin aleyhine davranmaktadır.
-The strong yen is acting against Japan's export industry.
Sinema bir endüstridir.
-The cinema is an industry.
- industry
- {i} çaba
- industry
- {i} gayret
- industry
- çalışkanlık
Karıncalar ve arılar, çalışkanlık ve uyum örnekleridir.
-Ants and bees are examples of industry and harmony.
- industry
- sıkı çalışma
- industry
- gayret/sanayi
- industry
- {i} sanayi, endüstri, işleyim
- industry
- {i} hamaratlık
- industry
- (Askeri) ENDÜSTRİ: Ham maddeleri, muhtelif sahalarda kullanılır eşya ve malzeme haline getiren iş ve faaliyetlerin bütünü
- industry
- {i} işletmecilik
Related Terms
English - English
Definition of businesses concerned with goods as opposed to services in English English dictionary
- industry
businesses concerned with goods as opposed to services
Hyphenation
businesses con·cerned with goods as opposed to ser·vic·esTurkish pronunciation
bîznısız kınsırnd wîdh gûdz äz ıpōzd tı sırvısızPronunciation
/ˈbəznəsəz kənˈsərnd wəᴛʜ ˈgo͝odz ˈaz əˈpōzd tə ˈsərvəsəz/ /ˈbɪznəsəz kənˈsɜrnd wɪð ˈɡʊdz ˈæz əˈpoʊzd tə ˈsɜrvəsəz/
Resimler
Favorites