Şu herife hiç tahammül edemiyorum.
- I can't stand that bloke.
Genç adam yaşlı kadının yiyeceklerini arabasına yüklemesine yardımcı oldu.
- The young man helped the old lady load the groceries into her car.
Kadın adama tahammül etti.
- The lady tolerated the man.
Delikanlı Tom'un üzerine abandı ve kulağına bağırdı.
- The lad leaned over and shouted into Tom's ear.
Onun erkek arkadaşı hoş bir delikanlı.
- Her boyfriend's a nice lad.