My book is floating about here somewhere but I just can't find it.
- Kitabım buralarda bir yerde ama üstüne varamıyorum.
The scenery about here is very beautiful.
- Buralarda manzara çok güzeldir.
I used to hang out with Tom a lot, but these days he's not around much.
- Eskiden Tom'la çok takılırdım, fakat o bu günlerde çok fazla buralarda değil.
He lives somewhere around here.
- O buralarda bir yerde yaşıyor.
Hey, could you give me a hand over here, please?
- Hey, lütfen bana burada yardım eder misin?
Come over here and join us.
- Buraya gel ve bize katıl.