Turkish - English
Definition of bunama in Turkish English dictionary
- dotage
- dotage, second childhood
- second childhood
- (Tıp) senility
- bunamak
- become senile
- bunamak
- dote
- erken bunama
- schizophrenia
- erken bunama
- early dementia
- buna
- buna
- bunamak
- dote on
- birincil dejeneratif bunama
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary degenerative dementia
- buna
- to this
I'm pretty sure I'll get used to this eventually.
-Sonunda buna alışacağımdan oldukça eminim.
I think I could get used to this.
-Buna alışabildiğimi düşünüyorum.
- bunamak
- exhibit mental decline due to old age
- bunamak
- to become senile, to dote
- bunamak
- dote; become a cabbage
- bunamak
- to become senile, reach one's dotage
- bunamak
- become a cabbage
- bunamak
- be in one's dotage
- bunamak
- fog
- bunamak
- (Fiili Deyim ) grow childish
- sahte bunama
- (Tıp) pseudodementia
Related Terms
English - English
Definition of bunama in English English dictionary
- buna
- {i} synthetic rubber made from the polymerization of butadiene and sodium
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of bunama in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) Bir çeşit akıl zayıflığı
- Frengi, alkolizm gibi dış sebeplerden veya yaşlılık, damar tıkanması gibi iç sebeplerden ileri gelen, zihnî bağıntının kopması, ateh
- buna
- Bu zamirinin yönelme durum eki almış biçimi
- bunamak
- Frengi, alkolizm gibi dış sebeplerden veya yaşlılık, damar tıkanması gibi iç sebeplerle zihinsel bağıntı kopmak, ateh getirmek
- bunamak
- Frengi, alkolizm gibi dış sebeplerden veya yaşlılık, damar tıkanması gibi iç sebeplerle zihnî bağıntı kopmak, ateh getirmek
- erken bunama
- Birbirinden ayrı görüntüleri bulunan şizofreni türündeki hastalıklar
Related Terms
English - Turkish
Definition of bunama in English Turkish dictionary
- buna
- (Otomotiv) suni kauçuk
- buna
- buna
- buna
- bir seşit sentetik lastik