bulundurmak

listen to the pronunciation of bulundurmak
Turkish - English
stock
have in stock
have present
purvey
provide
(Tekstil) handle
carry; stock
to have or keep (something) available, at hand, or in stock: Cebinde her zaman kitap bulundurur. He always has a book in his pocket
to keep, maintain (someone) in (a specified place): O mafya babası yanında sürekli iki goril bulunduruyor. That mafia chief always keeps two goons at his side
keep
to provide, to have present, to have in stock
keep handy
carry
bear
göz önünde bulundurmak
consider

The first thing you have to take into consideration is time. - Göz önünde bulundurmak zorunda olduğun ilk şey zamandır.

I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility that there's another explanation. - Bir açıklama daha olma ihtimalini göz önünde bulundurmak için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum.

bulundurmak (bir yerde)
stock
göz önünde bulundurmak
take into account
aklında bulundurmak
realize
bulundurma
(Ticaret) hold
elinde bulundurmak
(Kanun) hold
elinde bulundurmak
keep
bulun
stay on
bulun
reside in
bulundurma
purveyance
yanında bulundurmak, alıkoymak
to carry, to detain
aklında bulundurmak
entertain
aklında bulundurmak
bethink oneself
arada mesafe bulundurmak
(deyim) keep aloof
el altında bulundurmak
keep smth. handy
elinde bulundurmak
possess
elinin altında bulundurmak
to keep sth by one
emre amade bulundurmak
place at the disposal
emre hazır bulundurmak
hold at the disposal
göz önünde bulundurmak
(Hukuk) to consider, take into account, to regard
göz önünde bulundurmak
make allowances for
göz önünde bulundurmak
take into consideration
göz önünde bulundurmak
to bear in mind, to remember, to consider, take into consideration
gözaltında bulundurmak
keep tabs on
hazır bulundurmak
make available
kadrosunda bulundurmak
have smb. on the payroll
mal bulundurmak
stock up
yedekte bulundurmak
have in tow
üzerinde bulundurmak
to carry
üzerinde bulundurmak
tote
Turkish - Turkish
Eksik etmemek
Eksik etmemek: "Her milletten alıcı için her şey bulundururlar orada."- T. Dursun K
Var olmasını, hazır bulunmasını sağlamak
bulun
Ot yığını
bulundurma
Bulundurmak işi
English - Turkish

Definition of bulundurmak in English Turkish dictionary

el altında bulundurmak
Keep smth. handy
bulundurmak
Favorites