bulaşmış

listen to the pronunciation of bulaşmış
Turkish - English
involved
immersed
entangled
contaminated
infected

Virtually the entire population is infected with one of eight herpes viruses. - Aslında tüm nüfusun sekizde birine herpes virüsleri bulaşmıştır.

Dan killed all the infected sheep. - Dan hastalık bulaşmış tüm koyunları öldürdü.

bulaş
infect

My doctor told me that I had contracted a sexually transmitted infection. - Doktorum bana cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyona yakalandığımı söyledi.

You've been infected. - Bir hastalığa bulaştırıldınız.

gaz bulaşmış
gassed