Turkish - English
Definition of budak in Turkish English dictionary
- snag
- knot
- knurl
- knot, knurl, snag
- shoot
- knar
- knag
- knob
- gnarl
- budak 1
- branch
- budak 1
- knot (in timber)
- budak 1 deliği/gözü
- knothole
- budak 1 özü
- young shoot
- budak deliği
- knothole
- dal budak salmak
- branch
- dal budak salmak
- ramify
- dal budak salmak
- to shoot out branches, to ramify
- dal budak salmış
- rampant
- delikli budak
- pith knot
- fındık budak
- cat's eye
- gevşek budak
- loose knot
- kedi pençesi budak
- cat's paw knot
- uzun budak
- spike knot
- yuvarlak budak
- round knot
- özlü budak
- pith knot
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of budak in Turkish Turkish dictionary
- Dalın gövde içindeki başlangıç yeri olan ve tahtalarda görülen yuvarlak koyuca renkte sert bölüm
- Ağacın dal olacak sürgünü
- Tahtalarda görülen yuvarlak koyuca renkte sert bölüm
- Ağaçlarda dal olacak sürgünü kesilmiş daldaki yeri
- Yaşayan ağaçta dalın gövde içinde kalması sonunda oluşan silindirsel sert bölüm
- Dal
- Ahşapta rastlanılan yuvarlak, koyuca renkte sert bölüm
- çaltak
- (Osmanlı Dönemi) UD
- budak deliği
- Tahtalardaki budak yerinin çıkarılmasından sonra açılan boşluk
- budak özü
- Taze sürgün
- çıkar budak
- Çevresi ile bağlantısı zayıflayan ve bazı ağaç türlerinde kendiliğinden düşebilen budak türü