bu kadar

listen to the pronunciation of bu kadar
Turkish - English
that

Hand it over. That's all you've got? - Ver onu. Sahip olduğunun hepsi bu kadar mı?

That's enough. I don't want any more. - Bu kadarı yeter. Ben artık istemiyorum.

this

Never be this late again. - Asla tekrar bu kadar geç kalma.

Is it this hot every day? - Her gün bu kadar sıcak mı?

that's it

That's it. I've done everything I can. - Bu kadar. Yapabileceğim her şeyi yaptım.

I believe that's it for now. - Şimdilik bu kadar olduğuna inanıyorum.

so many

I wish we didn't have so many problems. - Keşke bu kadar çok sorunumuz olmasa.

I'm happy to see so many friendly faces. - Bu kadar çok dost yüzler görmekten mutluyum.

this thing
this quantity
such

I've never had such a large sum of money. - Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.

I didn't expect such a nice present from you. - Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.

that much

How did you get that much money? - Bu kadar çok parayı nasıl kazandın?

I know that much myself. - Kendimi bu kadar tanıyorum.

yay
so
this much

My place isn't usually this much of a mess. - Benim yerim genellikle bu kadar karmaşa değil.

I can't eat this much food. - Bu kadar fazla yemek yiyemem.

that far
this far
1. this much. 2. (after a number) and a little more
thus much
this much, such, this
so much

I wish my leg didn't hurt so much. - Keşke bacağım bu kadar çok acımasa.

I wish you wouldn't smoke so much. - Keşke bu kadar çok sigara içmesen.

bu kadar
Favorites