Hand it over. That's all you've got?
- Ver onu. Sahip olduğunun hepsi bu kadar mı?
That's enough. I don't want any more.
- Bu kadarı yeter. Ben artık istemiyorum.
Never be this late again.
- Asla tekrar bu kadar geç kalma.
Is it this hot every day?
- Her gün bu kadar sıcak mı?
That's it. I've done everything I can.
- Bu kadar. Yapabileceğim her şeyi yaptım.
I believe that's it for now.
- Şimdilik bu kadar olduğuna inanıyorum.
I wish we didn't have so many problems.
- Keşke bu kadar çok sorunumuz olmasa.
I'm happy to see so many friendly faces.
- Bu kadar çok dost yüzler görmekten mutluyum.
I've never had such a large sum of money.
- Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.
I didn't expect such a nice present from you.
- Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
How did you get that much money?
- Bu kadar çok parayı nasıl kazandın?
I know that much myself.
- Kendimi bu kadar tanıyorum.
My place isn't usually this much of a mess.
- Benim yerim genellikle bu kadar karmaşa değil.
I can't eat this much food.
- Bu kadar fazla yemek yiyemem.
I wish my leg didn't hurt so much.
- Keşke bacağım bu kadar çok acımasa.
I wish you wouldn't smoke so much.
- Keşke bu kadar çok sigara içmesen.