By the way, how many kids are going?
- Bu arada, kaç çocuk gidiyor?
By the way, did you hear that Mary quit her job?
- Bu arada, Mary'nin işinden ayrıldığını duydun mu?
Meanwhile, you can stay with us.
- Bu arada, bizimle kalabilirsin.
Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff.
- Bu arada, Biz garip şeyler yapan uzaylıları tanımlıyoruz.
So, what do we do in the meantime?
- Öyleyse, bu arada ne yaparız?
I got up an hour ago and in the meantime I've brushed my teeth, washed and shaved myself and done my morning gymnastics.
- Ben bir saat önce kalktım ve bu arada dişlerimi fırçaladım ve tıraş oldum ve sabah cimnastiğimi yaptım.
Incidentally, I have to tell you something.
- Bu arada sana bir şey söylemek zorundayım.
What would you like to do in the meantime?
- Bu arada ne yapmak istersiniz?
I got up an hour ago and in the meantime I've brushed my teeth, washed and shaved myself and done my morning gymnastics.
- Ben bir saat önce kalktım ve bu arada dişlerimi fırçaladım ve tıraş oldum ve sabah cimnastiğimi yaptım.
What can I do in the meantime?
- Bu arada ne yapabilirim?
So, what do we do in the meantime?
- Öyleyse, bu arada ne yaparız?
Among other things, I don't know the recent members, nor their new songs at all.
- Bu arada ben son üyeleri, ne de onların yeni şarkılarını biliyorum.
I noticed, among other things, that he was drunk.
- Bu arada onun sarhoş olduğunu fark ettim.