Esperanto benim entellektüel ve kültürel ufuklarımı genişletmeme yardımcı oldu.
- Esperanto helped me broaden my intellectual and cultural horizons.
İyi filmler ufuklarımızı genişletir.
- Good films broaden our horizons.
Onlar yolu genişletti.
- They widened the road.
O, küçük arkadaş çevresini genişletti.
- He widened his small circle of friends.