Lütfen brifing odasına rapor verin.
- Please report to the briefing room.
Kaptan hava brifing almak için meteoroloji ofisine gidecek.
- The captain will go to the meteorological office to get a weather briefing.
Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
- In brief, you should have accepted the responsibility.
Tom kısa bir konuşma yaptı.
- Tom gave a brief talk.
Lütfen mümkün olduğu kadar kısa ve öz olmaya çalış.
- Please try to be as brief as possible.
Mümkün olduğu kadar kısa ve öz olmaya çalışacağım.
- I'll try to be as brief as possible.
Gazeteye kısaca göz attı.
- She glanced briefly at the newspaper.
Kısacası, o yanılıyordu.
- In brief, he was wrong.
Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?
- Can you briefly sum up what was said at the meeting?
Bana planın kısa bir özetini verdi.
- He gave me a brief outline of the plan.
Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?
- Can you briefly sum up what was said at the meeting?
Kısa ve özlü olacağım.
- I'll be brief and concise.
Tom evrak çantasını açtı ve birkaç belge çıkardı.
- Tom opened his briefcase and pulled out a couple of documents.
Evrak çantam kağıtlarla doludur.
- My briefcase is full of papers.
Onun evrak çantası suyla doluydu.
- His briefcase was filled with water.
Today's briefing of the press.
The president received a briefing on the situation before going to the press conference.
On the beach he always wore a straw hat with a red band and a brief pair of leopard print trunks.
A survey of their follie, a briefe of their barbarisme.