brief case

listen to the pronunciation of brief case
English - Turkish

Definition of brief case in English Turkish dictionary

briefcase
{i} evrak çantası

Onun evrak çantası suyla doluydu. - His briefcase was filled with water.

Dima; Hayatımın anlamı... dedi. Nasıl olursa olsun bu evrak çantasında 3 milyon Belarus Rublesi var. - I mean... my life, Dima said. Anyway, there's 3,000,000 BYR in this briefcase.

briefcase
evrak çanta

Para evrak çantasından çalındı. - The money was stolen from his briefcase.

Vestiyerde evrak çantamı ve şemsiyemi kontrol ettim. - I checked my briefcase and umbrella in the cloakroom.

briefcase
çanta, özel bir klasör aynı dosya uygulamalarını kolaylaştırma da kullanılır
briefcase
{i} çanta

Evrak çantam kağıtlarla doludur. - My briefcase is full of papers.

Dima; Hayatımın anlamı... dedi. Nasıl olursa olsun bu evrak çantasında 3 milyon Belarus Rublesi var. - I mean... my life, Dima said. Anyway, there's 3,000,000 BYR in this briefcase.

briefcase
evrak cantası
English - English

Definition of brief case in English English dictionary

briefcase
{i} attache case, small suitcase for documents; tool for synchronizing files between two computers running the Windows operating system (Computers)
briefcase
A briefcase is a case used for carrying documents in
briefcase
a case used for carrying documents (especially by business people)
briefcase
a case with a handle; for carrying papers or files or books
brief case
Favorites