Bir dağa tırmanmak nefes kesen bir iştir.
- Climbing a mountain is a breathtaking challenge.
Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi.
- Using simple crayons, just like those used by any child, Maria was able to create breathtaking pictures.
Buradaki manzara nefes kesicidir.
- The view here is breathtaking.
Manzara nefes kesiciydi.
- The scenery was breathtaking.