Bir şımarık çocuk gibi davranıyorsun.
- You're acting like a spoiled brat.
Bazı önde gelen tenis oyuncuları şımarık çocuklar gibi davranırlar.
- Some prominent tennis players behave like spoiled brats.
Oğlunun bencil bir çocuk gibi davranmasına izin vermemelisin.
- You shouldn't allow your son to act like a selfish brat.
Tom arsız çocuklarını kontrol edemeyen ebeveynlerden nefret ediyor.
- Tom hates parents who don't control their bratty children.
Tom sümüklü küçük bir velettir.
- Tom is a snotty little brat.
Buraya geri gel, seni küçük velet!
- Come back here, you little brat!
Get that little brat away from me!.