braten

listen to the pronunciation of braten
English - Turkish

Definition of braten in English Turkish dictionary

roast
{f} kızartmak

Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır. - Dad uses fire to roast a chicken.

roast
{f} fırında kızartmak
roast
{s} fırında kızartılmış

Fırında kızartılmış tavuğu severim. - I like roast chicken.

Fırında kızartılmış tavuk, benim en sevdiğim yemeklerden biridir. - Roast chicken is one of my favorite dishes.

roast
{i} rosto

Hepimiz şirket Noel partisinde çok yemek yedik özellikle dana rosto. - We all pigged out at the company Christmas party, especially on the roast beef.

Rosto kuzu çok iyidir. - The roast lamb is very good.

roast
kavrulmuş (kahve vb)
roast
kebap yapmak
roast
(Kimya) kavurma
roast
kızartma

Kızartma sığır eti, yabanturpu sosu ile lezzetliydi. - The roast beef was delicious with horseradish sauce.

Bu odada kızartma yapılıyor. - It's roasting in this room.

roast
kavrulmak
roast
kavurmak
roast
kebap etmek
roast
kavur,v.kızart: n.kızartma
roast
haşlamak
roast
{f} fırça atmak
roast
etkızartmasl
roast
(fiil) fırında kızartmak, kızartmak, fırınlamak, kavurmak, tavlamak [met.], alay etmek, azarlamak, fırça atmak, kavrulmak, sıcaktan pişmek, pişmek
roast
{i} rosto, kızarmış et parçası
roast
kızartılmış

Fırında kızartılmış tavuğu severim. - I like roast chicken.

Kenya'da, kızartılmış termitler Ugali ile birlikte yenir. - In Kenya, roasted termites are eaten with Ugali.

roast
(isim) rosto, fırında pişirilmiş et, et kızartması