Öğle yemeğini getirmek zorunda değilsin.
- You do not have to bring your lunch.
Tom eve bir hediyelik eşya getirmek istedi.
- Tom wanted to bring home a souvenir.
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
- In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.
S.Jobs Disney'e büyüyü geri getirebilir mi?
- Can S. Jobs bring back the magic to Disney?
The new company director brought a fresh perspective on sales and marketing.
The closer Jones can really bring it.