boyutsuz

listen to the pronunciation of boyutsuz
Turkish - English
non-dimensional
zero dimensional
dimensionless
zerodimensional
boyut
dimension

Tom comes from another dimension. - Tom başka bir boyuttandır.

That adds a new dimension to our problem. - O, sorunumuza yeni bir boyut kattı.

Boyut
size

A person's heart is approximately the same size as their fist. - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

Your book is double the size of mine. - Senin kitabın benimkinin boyutunun iki katı kadar.

boyut
extent

It is important to recognize the extent of one's ignorance. - Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir.

Layla's letters revealed the extent of her racism. - Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.

boyut
dimensions

It's difficult to visualize four dimensions. - Dört boyutluları hayal etmek zordur.

It's difficult to visualize four dimensions. - Dört boyutluları görselleştirmek zordur.

boyut
(Bilgisayar) width

Width is one of the basic dimensions. - Genişlik temel boyutlardan biridir.

boyut
leaf length
boyut
magnitude
boyut
(Dilbilim) trait
boyut
(Bilgisayar) size to
boyut
dimension; extent
boyut
format
boyut
dimension , size
Turkish - Turkish
Boyutu olamayan
Boyutu olamayan: "Zaman hep biraz kadehlerin arkasında ve boyutsuzdur."- Ç. Altan
Boyut
(Hukuk) BUUT
Boyut
(Hukuk) DİMANSİON
boyut
Nitelik, genişlik, kapsam: "Macarların kukla tiyatrosunu seyrederken de aynı inanılmaz boyutlara vardığını görmüştüm."- H. Taner
boyut
Doğruların, yüzeylerin veya cisimlerin ölçülmesinde ele alınan üç doğrultudan uzunluk, genişlik ve derinlikten her biri, buut
boyut
Fotoğraf makinelerinde, filmlerde ve fotoğraf kâğıtlarında büyüklüğün ölçüsünü ifade eden deyim
boyut
Nitelik, genişlik, kapsam
boyut
Durum
boyut
Bir cismin herhangi bir yöndeki uzanımı
boyut
Durum: "Yeni boyutlar, düşünme olanakları kazandığımı sanarak ayrıldım tiyatrodan."- N. Cumalı
boyutsuz
Favorites