bound or restrained by one or more ropes, cords, strings, or the like

listen to the pronunciation of bound or restrained by one or more ropes, cords, strings, or the like
English - Turkish

Definition of bound or restrained by one or more ropes, cords, strings, or the like in English Turkish dictionary

tied
bağlanmak

Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum. - I don't want to be tied to one company.

tied
düğümlenmiş
tied
{f} bağla

Tom paketi sardı ve iplerle bağladı. - Tom wrapped the package and tied it with strings.

Annem bir parça ip ile üç kurşun kalemi bağladı. - Mother tied up three pencils with a piece of string.

tied
{s} bağlı

Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir. - This is like fighting someone with one arm tied behind your back.

Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık. - We were tied to our decision because we signed the contract.

tied
{s} borç veren ülkeden satın alma şartı getiren
tied
{s} bağlanmış

Kitaplar birbirine bağlanmıştı. - The books were tied up in a bundle.

Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum. - When I woke up, I found I had been tied up.

English - English
tied