Turkish - English
Definition of bor (ı) in Turkish English dictionary
- bor madeni
- Boron
Boron is mined in Manisa.
- bor.
- boron
- geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye
- (deyim) missed your chance, it's too late to do anything now
- geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye
- (deyim) too little too late
- geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye
- (deyim) it is too late to do anything about that, so let's think about doing something else
- bor
- chem. boron
- bor
- chemical element
- bor hücresi
- boron chamber
- bor sayacı
- boron counter
- bor çeliği
- boron steel
Related Terms
English - English
Definition of bor (ı) in English English dictionary
- bor
- boy
- Bor
- borough
- bor
- The first god, he was licked out of pure ice by Audhumla ' The Great Nurse' He later married one of the frost giant's daughters see 'Creation'
- bor
- SAP's Business Object Repository that contains the definitions of R/3 Business Objects and their associated BAPIs
- bor
- nIII: frontier, border, boundary
- bor
- U S Bureau of Reclamation
- bor
- Bureau of Reclamation
- bor-
- Variant of boro-
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of bor (ı) in Turkish Turkish dictionary
- Bor (I)
- borak
- bor
- üstü beyaz ve düz olan dağlar
- bor
- Tarıma elverişsiz arazi
- bor
- Ekin tarlaları arasında ekilip sürülmemiş oyu bol olan yer
- bor
- Bora, fırtına
- bor
- şarap
- bor
- işlenmemiş, ekilmemiş toprak
- bor
- Atom sayısı 5, atom ağırlığı 10,8 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan, yoğunluğu 2.45 olan basit element. Kısaltması B
- bor
- Nadas bırakılmış tarla
- bor
- Kenya'da bir akarsu
- bor
- Atom sayısı 5, atom ağırlığı 10,8 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan, yoğunluğu 2.45 olan basit element (simgesi B)
- bor
- İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak)
- bor
- Eskiden örtü olarak kullanılan, kaba yün dokuma
- bor
- Güz sürümü yapılmış tarla