Handa benim için bir oda ayırttı.
- He booked a room for me at the inn.
Tom ve Mary iki yataklı bir oda ayırttı fakat otele vardıklarında sadece bir yatak vardı.
- Tom and Mary booked a room with two beds, but when they arrived at the hotel, there was only one bed.
Bütün koltuklar ayrılmış.
- All the seats are booked.
Üzgünüm, bugün tamamen ayrılmış.
- I'm sorry, today is fully booked.
Otelde bir oda ayırtmak zorundayım.
- I have to book a hotel room.
Üç yer ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book three seats.
O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.
- Is she reading a book? Yes, she is.
Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.
- My father told me not to read a book in my bed.
Biz oldukça kapalı gişeyiz.
- We're pretty booked up.
Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim.
- I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.
Eğer kitapların listesi çok uzunsa lütfen bütün yabancı kitapları dışarıda bırak.
- If the list of books is too long, please leave out all foreign books.
Bu, yasaklanmış kitaplar listesinde.
- This is on the list of banned books.
Tom defter tutma metodumuzu benimsedi.
- Tom adopted our method of bookkeeping.
Tom küçük siyah defterine Mary'nin telefon numarasını yazdı.
- Tom wrote Mary's phone number in his little black book.
Üç yer ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book three seats.
Bu benim muhasebe defterim.
- This is my account book.
Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar
- Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.
Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar
- Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.
Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book a bedroom.
Yarın akşam için dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book a table for four for tomorrow night.
Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.
- These shelves cannot support so many books.
I can book tickets for the concert next week.
They booked that message from the hill.
I have three copies of his first book.
The top three students had a bet on which one was going to book their intellectual property class.
She opened the book to page 37 and began to read aloud.
He was here earlier, but he booked.
The police booked him for driving too fast.
Many readers find the first book of A Tale of Two Cities to be confusing.
The room was double booked for a convention and a wedding in the same night.