bodurluk

Turkish - English

Definition of bodurluk in Turkish English dictionary: chunkiness; shortness; pudginess; squattiness; achondroplasia; squatness; stockiness; stocky
bodur: shortie
bodur: squat
bodur: dwarf
bodur: {s} scrubby
bodur: roly-poly
bodur: dwarfish
bodur: chunk
bodur: stub
bodur: podgy
bodur: squatty
bodur: thickset
bodur: shrimpy
bodur: stocky
Tom is quite stocky, isn't he? - Tom oldukça bodur, değil mi?
bodur: short
My husband is broad-shouldered, with distinctly short arms. - Kocam gözle görülür derecede kısa kolları olan şişman ve bodur biridir.
bodur: stumpy
bodur: squabby
bodur: shrimp
bodur: dumpy
bodur: stunted
bodur: pudgy
bodur: scrub
bodur: shorty
bodur: chunky, stumpy, dumpy, stocky, podgy, squat, thickset; dwarfish
bodur: punch
bodur: short, squat; dwarf
bodur: low
Lots of low trees grow on the hill. - Tepede bir sürü bodur ağaçlar büyümektedir.
bodur: rolypoly
bodur: squab
bodur: stodgy

Turkish - Turkish

Definition of bodurluk in Turkish Turkish dictionary: Bodur olma durumu
BODUR: (Osmanlı Dönemi) Enine göre boyu kısa ve tıknaz olan
Bodur: (Osmanlı Dönemi) BITN
bodur: çok kısa boylu, bücür
bodur: Enine göre boyu kısa ve tıknaz
bodur: Enine göre boyu kısa ve tıknaz: "Bir av arıyormuş gibi tereddütlü adımlarla bodur böğürtlen dallarını hışırdatarak şoseye indi."- Ö. Seyfettin
bodur: Kısa boylu ve tıknaz

bodurluk

Hyphenation

bo·dur·luk

History

Favorites