boşluklar

listen to the pronunciation of boşluklar
Turkish - English
(Kimya) voids
pores
gaps

There's a lot of gaps in my knowledge of math. - Matematik bilgimde birçok boşluklarım var.

blanks
spaces

When first year students write compositions, shouldn't they leave spaces between words? - Birinci sınıf öğrencileri kompozisyon yazdıklarında, kelimeler arasında boşluklar bırakmaları gerekmiyor mu?

boşluk
{i} vacancy

His resignation left a vacancy in the cabinet. - İstifası kabinede boşluk bıraktı.

boşluk
blank

Tom filled in the blanks. - Tom boşlukları doldurdu.

They filled in the blanks. - Onlar boşlukları doldurdular.

boşluk
space

There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed. - Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.

Leave more space between the lines. - Hatlar arasında daha fazla boşluk bırakın.

boşluk
emptiness

An emptiness devours my heart. - Bir boşluk kalbimi yiyip bitirmektedir.

boşluk
gap

The cat went through a gap in the fence. - Kedi çitteki bir boşluktan geçti.

There's a lot of gaps in my knowledge of math. - Matematik bilgimde birçok boşluklarım var.

boşluk
yard
boşluk
vacuum
boşluk
{i} separation
boşluk
{i} void

When I look back on my youth, I see a spiritual void, said Tom. - Tom Gençliğime baktığımda manevi bir boşluk görüyorum. dedi.

Fadil felt a void in his life. - Fadıl hayatında bir boşluk hissetti.

boşluk
{i} abyss
boşluk
hollow
boşluk
vacancies
boşluk
(Jeoloji) clearence
boşluk
{i} gulf
boşluk
interim
boşluk
(İnşaat) porosity
boşluk
well
boşluk
null
boşluk
(İnşaat) pore
boşluk
exhaustion
boşluk
(Bilgisayar) gap width
boşluk
opening
boşluk
recess
boşluk
area
izleyen boşluklar
trailing blanks
boşluk
cavity
boşluk
hiatus
boşluk
{i} slot
boşluk
aperture
boşluk
vainness
boşluk
{i} yawning
boşluk
sinus
boşluk
chamber
boşluk
play
boşluk
backlash
boşluk
emptiness; cavity; gap; clearance; vacuum
boşluk
allowance
boşluk
desideratum
boşluk
hollow space
boşluk
nothingness
boşluk
chasm
boşluk
blank space, blank
boşluk
clear
boşluk
inanition
boşluk
blank; antrum
boşluk
hole

Why do the five yen coin and the fifty yen coin have holes in the center? - Neden 5 ve 50 yenlik bozuk paraların ortasında boşluk var?

The story is full of holes. - Anlatı boşluklarla dolu.

boşluk
idleness
boşluk
blank , space
boşluk
daylight
boşluk
cavity (Anatomy); slackness
boşluk
blankness; abysm
boşluk
clearance
boşluk
phys. vacuum
boşluk
(Hukuk) lacuna, vacuum, gap
boşluk
hollowness
boşluk
{i} blankness
boşluk
{i} voidness
boşluk
{i} slackness
boşluk
vacuole
boşluk
inanity
boşluk
{i} vacuity
boşluk
{i} nullity
boşluk
inane
boşluk
wilderness
boşluk
{i} abysm
boşluk
{i} slack
boşluk
{i} lacuna
Turkish - Turkish

Definition of boşluklar in Turkish Turkish dictionary

Boşluk
vakum
Boşluk
kavite
Boşluk
cevf
Boşluk
(Osmanlı Dönemi) FÜRUC
boşluk
Oyuk, çukur, kapanmamış yer
boşluk
Kesinti, kopukluk
boşluk
Kesinti, kopukluk: "O sevimli toprakların boşluğu gönlüne dokunmuştu."- F. R. Atay
boşluk
Boş geçen süre
boşluk
İçinde hiçbir cisim bulunmayan uzay, vakum
boşluk
Yetersizlik
boşluk
Yetersizlik: "O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor."- R. H. Karay. İçinde hiçbir cisim bulunmayan uzay, vakum
boşluk
Eksiklik, yoksunluk duygusu
boşluk
Eksiklik, yoksunluk duygusu: "Nevin, içinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu."- S. F. Abasıyanık