I don't evacuate them.
- Onları boşaltmıyorum.
The stadium is being evacuated.
- Stadyum boşaltılıyor.
The dirty water from the pool was drained, and replaced with clean water.
- Kirli su havuzdan boşaltıldı ve temiz su ile değiştirildi.
Use a strainer to drain the pasta.
- Makarnayı boşaltmak için bir süzgeç kullanın.
Clear the road. It's not safe.
- Yolu boşaltın. Güvenli değil.
I've cleared my schedule.
- Programımı boşalttım.
Empty the purse into this bag.
- Cüzdanı bu çantaya boşalt.
Tom had to empty his apartment in two days.
- Tom iki gün içerisinde apartmanını boşaltmak zorundaydı.
The crowd poured out of the auditorium.
- Kalabalık konferans salonunu boşalttı.
She poured me all of it without stopping.
- Durmaksızın hepsini bana boşalttı.
Before going to bed, he usually takes all the coins from his pockets and dumps them on the table.
- Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.
These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
- Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
- Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
The ship anchored in the harbour and unloaded its goods.
- Gemi limana demir attı ve yükünü boşalttı.
Tom unloaded the car.
- Tom arabayı boşalttı.
We need to vacate the house by the end of the month at the latest.
- En geç ayın sonuna kadar evi boşaltmamız gerekiyor.