Let's stop wasting time and get on with this work.
- Zamanı boşa harcamayı bırakalım ve bu işe devam edelim.
Tom told Mary that she was wasting her time.
- Tom Mary'ye zamanını boşa harcadığını söyledi.
When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.
- İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.
I think we've wasted enough of your time.
- Bence zamanınızdan yeterince boşa harcadık.
Don't waste your time and money.
- Zamanını ve paranı boşa harcama.
Let's hurry so as not to waste time.
- Zamanı boşa harcamamak için acele edelim.