boş zamanlar

listen to the pronunciation of boş zamanlar
Turkish - English
idle moments
boş zaman
{i} leisure

I often spend my leisure time listening to the radio. - Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.

The busiest people have the most leisure. - En meşgul insanlar en fazla boş zamana sahiptirler.

boş zaman
spare time

What do you do in your spare time? - Boş zamanında ne yaparsın?

Father would often read detective stories in his spare time. - Babam boş zamanında sık sık polisiye hikayeler okur.

boş zaman
idle time
boş zaman
free time

What does Tom do in his free time? - Tom boş zamanında ne yapar?

Tom doesn't have much free time. - Tom'un çok fazla boş zamanı yok.

boş zaman
freetime
boş zaman
spare hours
boş zaman
leisure time

She doesn't seem to know what to do with her leisure time. - O, boş zamanında ne yapacağını biliyor gibi görünmüyor.

I often spend my leisure time listening to the radio. - Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.

boş zaman
a) spare time b) idle time
Turkish - Turkish

Definition of boş zamanlar in Turkish Turkish dictionary

Boş zaman
(Osmanlı Dönemi) VAKT
boş zaman
Çalışarak geçirilen saatler dışında kalan süre
boş zamanlar
Favorites