boş zamanında

listen to the pronunciation of boş zamanında
Turkish - English

Definition of boş zamanında in Turkish English dictionary

boş zaman
{i} leisure

He has no leisure for sport. - Onun spor için boş zamanı yok.

I hunt elk in my leisure-time. - Boş zamanımda Kanada geyiği avlarım.

boş zaman
spare time

I translate sentences on Tatoeba in my spare time. - Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm.

Yuriko arranges flowers in her spare time. - Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.

boş zaman
idle time
boş zaman
free time

Generally speaking, college students have more free time than high school students. - Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır.

Tom doesn't have much free time. - Tom'un çok fazla boş zamanı yok.

boş zaman
freetime
boş zaman
spare hours
boş zaman
leisure time

I go hunting in my leisure time. - Ben boş zamanımda avlanmaya giderim.

In her leisure time, she enjoys swimming and tennis. - Onun boş zamanlarında, o yüzme ve tenisin tadını çıkarır.

boş zaman
a) spare time b) idle time
Turkish - Turkish

Definition of boş zamanında in Turkish Turkish dictionary

Boş zaman
(Osmanlı Dönemi) VAKT
boş zaman
Çalışarak geçirilen saatler dışında kalan süre