boş yere

listen to the pronunciation of boş yere
Turkish - English
in vain

I tried in vain to persuade him not to smoke any more. - Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım.

Tom tried in vain to convince Mary to go to art school. - Tom Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı.

1. in vain. 2. without grounds, without a reason
to no avail
a) in vain b) without a reason
unduly

Tom shouldn't be unduly concerned. - Tom boş yere endişeli olmamalı.

recklessly
for nothing

I got it for nothing. - Ben onu boş yere aldım.

He gave it to me for nothing. - O, boş yere onu bana verdi.

no end
futilely
fruitless
boş yer
vacancy
boş yere meziyet sayılan taraf
foible
boş yer
blank
boşyere
Nothin
boş yer
room

There's enough room for everybody. - Herkes için yeterli boş yer var.

boş yer
empty space
boş yer
void
boş yer
lacuna
Turkish - Turkish
Boşuna
boş yere
Favorites