boş boğaz

Turkish - English

Definition of boş boğaz in Turkish English dictionary: loud mouth
boşboğaz: {s} garrulous
boşboğaz: indiscreet
boşboğaz: blabber, someone who can't keep a secret
boşboğaz: blabbermouth
boşboğaz: sieve
boşboğaz: talkative
boşboğaz: big mouth
boşboğaz: gabby
boşboğaz: communicative
boşboğaz: babbler
boşboğaz: chatterbox
boşboğaz: gabbler
boşboğaz: indiscreet, communicative
boşboğaz: gossipy
boşboğaz: tattler
boşboğaz: blab
I blab about the boy all the time. - Her zaman, erkekler hakkında boşboğazlık ediyorum.
boşboğaz: raunchy
boşboğaz: garrulous, indiscreet
boşboğaz: babble
boşboğaz: {s} platitudinarian

Turkish - Turkish

Definition of boş boğaz in Turkish Turkish dictionary
BOŞBOĞAZ: (Osmanlı Dönemi) t. Yerli yersiz mutlaka bir şey söylemeden içi rahat etmiyen. Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklamayan.(Eşyada olan asvat, birer savt-ı vücuddur: "Ben de varım" derler. O kâinat-ı sâkit birden söze başlıyor. "Bizi câmid zannetme ey insân-ı boşboğaz!" S.)
Boşboğaz: (Osmanlı Dönemi) LÜTRE
boşboğaz: Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklayamayan, geveze
boşboğaz: Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklayamayan, geveze: "O kadar boşboğaz çocuk arasında da vakayı bir sır olarak saklamak güçtü."- Y. K. Beyatlı
boşboğaz: Yerli yersiz konuşan (kimse)
boşboğaz: Yerli yersiz konuşan (kimse): "Boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş (veya az) demiş."- Atasözü

boş boğaz

Hyphenation

boş bo·ğaz

History

Favorites