blunder, fault; error

listen to the pronunciation of blunder, fault; error
English - Turkish

Definition of blunder, fault; error in English Turkish dictionary

mistake
yanlışlık

Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim. - I put my gloves on inside out by mistake.

Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım. - I took his umbrella by mistake.

mistake
{i} yanılgı
mistake
yanlış

Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım. - I took his umbrella by mistake.

Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt. - If you see a mistake, then please correct it.

mistake
{f} (mis.took, mis.tak.en)
mistake
başkasına benzetmek
mistake
{f} başkası sanmak
mistake
(for ile) -e benzetmek
mistake
karıştırmak
mistake
yanlış anlamak
mistake
yanılma

Tom'un yanılmadığını umuyorum. - I hope that Tom wasn't mistaken.

mistake
{f} yanılmak
mistake
(isim) yanlış, hata, yanlışlık, yanılgı
mistake
başka birisiyle karış

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

mistake
(Askeri) ŞAHSİ BÜYÜK HATA: Bir silahın boşaltılmasında, bir şahsın hatasından veya iyi eğitim görmemiş olmasından doğan ve dikkat edilmek suretiyle, kaçınılması mümkün olan, büyük çapta hata. Aynı sebepler yüzünden yapılan ufak ve kaçınılmaz bir hataya şahsi küçük hata (personnel error) denir
mistake
{i} yanlış, hata, yanlışlık
mistake
karıştır/yanlış anla
mistake
şaşırmak
mistake
benzetmek
English - English
{i} mistake
blunder, fault; error
Favorites