blanch, whiten; become less important; make a fence around

listen to the pronunciation of blanch, whiten; become less important; make a fence around
English - Turkish

Definition of blanch, whiten; become less important; make a fence around in English Turkish dictionary

pale
{s} solgun

John geri döndüğünde sanki bir hayalet görmüş gibi solgun görünüyordu. - When John came back, he looked pale as if he had seen a ghost.

O hasta olduğu için solgun. - He's pale because he's sick.

pale
{s} soluk

O hep soluk görünüyor. - She always looks pale.

Mary soluk mavi bir elbise giydi. - Mary wore a pale blue dress.

pale
{f} rengi solmak
pale
{s} açık

Gündüzleri açık bir güneş görürüz, ve geceleri solgun bir ay ve güzel yıldızları görürüz. - At daytime, we see the clear sun, and at nighttime we see the pale moon and the beautiful stars.

Turkuaz rengi, berrak su rengini çağrıştırıyor, açık ve soluk bir mavi. - The turquoise colour evokes the colour of clear water, it's a light and pale blue.

pale
mat
pale
cansız
pale
sönük kalmak
pale
solmak
pale
{i} yetki alanı
pale
(Tekstil) soluk, uçuk, mat, pastel
pale
belirli kimselerin oturmasına tahsis edilmiş mıntıka
pale
{i} kazık
pale
sınırlandırılmış herhangi bir şey
pale
{s} sararmış

Hayalet gibi sararmışsın. - You're pale as a ghost.

pale
{i} akça
pale
{s} sarı

Mutfak soluk sarı çinilerle kaplıydı. - The kitchen was lined with pale yellow tiles.

pale
{f} soldurmak
pale
{s} açık, uçuk (renk)
English - English
{f} pale