Their apples aren't as good as ours.
- Onların elmaları bizimkiler kadar iyi değil.
We can't let these greedy bastards take what is ours.
- Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
We enjoyed ourselves at the seaside all day.
- Biz bütün gün deniz kenarında eğlendik.
We really enjoyed ourselves.
- Biz gerçekten eğlendik.
Their price is below ours.
- Onların fiyatı bizimkinin altındadır.
We often hear it said that ours is essentially a tragic age.
- Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.
We produce palm wine.
- Biz palmiye şarabı üretiyoruz.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.