The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
He tried to bring the argument to an end.
- O, tartışmayı bitirmeye çalıştı.
Having finished breakfast, I hurried to school.
- Kahvaltı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.
Tom tried to break up the fight.
- Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.
How did you end up living in Tom's basement?
- Tom'un bodrumunda yaşamayı nasıl bitirdin?
I never imagined we'd end up like this.
- Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim.
Tom concluded his speech with a proverb.
- Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.