bitir

listen to the pronunciation of bitir
Turkish - English
(Bilgisayar) end

He tried to bring the argument to an end. - O, tartışmayı bitirmeye çalıştı.

The referee blew his whistle to end the match. - Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.

(Bilgisayar) end after
(Bilgisayar) break

Tom tried to break up the fight. - Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.

I resolved to break up with her cleanly. - Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.

end up

What did Tom end up doing? - Tom ne yapmayı bitirdi?

I never thought we'd end up like this. - Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.

pack up
top off
used up
use up
carry through
conclude

Tom concluded his speech with a proverb. - Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.

That concludes our business. - O, işimizi bitiriyor.

{f} finish

Ann has just finished writing her report. - Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

It is utterly impossible to finish the work within a month. - Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.

carry out
finished

My elder brother finished his homework very quickly. - Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.

I finished writing the report. - Raporu yazmayı bitirdim.

carry#out
carry#through
transact

Sami finished the transaction and left. - Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.

usedup
useup
kesme bitir
(Bilgisayar) break
Kurdish - Turkish
benzerlerine göre gelişmiş
azgın
bitir bûn
azgınlaşmak
bitir
Favorites