birlikte yaşama

listen to the pronunciation of birlikte yaşama
Turkish - English
living together
cohabiting
common marriage
concubinage
cohabitation
birlikte yaşamak
(Politika, Siyaset) co-exist
birlikte yaşa
cohabit
birlikte yaşamak
cohabit
Birlikte yaşamak
cohabitate
birlikte yaşamak
to shack up (with sb/together), to cohabit
birlikte yaşamak
shack up with
birlikte yaşamak
live together

It is hard for the couple to live together any longer. - Çift için ​​artık birlikte yaşamak zordur.

Tom and Mary and their children all live together in a small house on the outskirts of Boston. - Tom ve Mary ve çocukları hepsi Boston'un kenar mahallelerinde küçük bir evde birlikte yaşamaktadır.

birlikte-yaşama
(Jeoloji) mutualism
evlenmeden birlikte yaşama
free love
birlikte yaşama
Favorites