birleştiren

listen to the pronunciation of birleştiren
Turkish - English
copulative
conjunctive
combining
connecting
birleş
coalesce
birleş
{f} joining

Collagen is a protein that aids the joining of tissues. - Kollajen, dokuların birleştirilmesine yardımcı olan bir proteindir.

birleş
ally
birleş
ally to
birleş
merge with
birleş
{f} united

In 1860, Lincoln was elected President of the United States. - 1860'ta Lincoln, Birleşik Devletler başkanlığına seçildi.

The United States borders Canada. - Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.

birleş
{f} merged

The twilight merged into darkness. - Alacakaranlık karanlıkla birleşti.

The Mitsubishi Bank merged with the Bank of Tokyo. - Mitsubishi Bank, Tokyo Bank ile birleşti.

birleş
muck in
birleş
{f} merging
birleş
allied
birleş
coalesced
birleş
{f} mesh
birleş
consort
birleş
confederate
göz ile gözkapaklarını birleştiren zar
conjunctiva
birleştiren
Favorites