Somebody had drowned her in the bathtub.
- Biri onu küvette boğmuştu.
There's somebody coming up the stairs.
- Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
One of my dreams is to learn Icelandic.
- Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook.
- Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
I'm sure Tom wouldn't mind if you ate one of the cookies he baked this afternoon.
- Bu öğleden sonra pişirdiği kurabiyelerden birini yesen Tom'un umursamıyacağından eminim.
Would it be OK if I ate one of these cookies?
- Bu kurabiyelerden birini yiyebilir miyim?
You may choose any of them.
- Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
Anyone can cultivate their interest in music.
- Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
One of my dreams is to learn Icelandic.
- Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
Well, yes, but I don't want anyone to know.
- Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
Anyone could do that.
- Herhangi biri onu yapabilir.
I don't have a soul, and neither does anyone else.
- Benim bir ruhum yok ve başka birinin de yok.
Does anyone have a soul?
- Herhangi biri bir ruha sahip midir?
Someone has ripped out the first three pages of this book.
- Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.
Let's draw lots to decide who goes first.
- Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
Don't challenge someone who has nothing to lose.
- Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.
Someone has ripped out the first three pages of this book.
- Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.
Tom parked in one of the empty spaces in front of the library.
- Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.
Tom is sitting in one of the chairs.
- Tom koltuklardan birisinde oturuyor.
Books are the offspring of one's mind.
- Kitaplar birinin aklının ürünleridir.
His face reminded me of one of my friends in my senior high school days.
- Onun yüzü bana lise günlerimdeki arkadaşlarımdan birini hatırlatıyor.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
- İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.