Turkish - English
Definition of birime in Turkish English dictionary
- birim
- unit
One parsec is the distance at which one astronomical unit subtends an angle of one arcsecond.
-Bir parsek bir astronomik birimin bir arksaniyelik bir dereceye karşılık geldiği mesafedir.
A pound is a unit of weight.
-Bir pound bir ağırlık birimidir.
- birime ait
- monadical
- birime ait
- monadic
- birim
- (Ticaret) entity
- birim
- (Politika, Siyaset) agency
- birim
- (Mekanik) gage
- birim
- (Bilgisayar) units
The company has decided to sell some of its money-losing units.
-Şirket para kaybeden bazı birimlerin satmaya karar verdi.
Phrases are syntactical units.
-Sözcük grupları sözdizimsel birimlerdir.
- birim
- (Mekanik) gauge
- birim
- (Bilgisayar) init
- birim
- (Politika, Siyaset) competent body
- birim
- unit, denomination
- birim
- denomination
- birim
- agent
- birim
- unity
- birim
- (Tıp) cell
Why is it so difficult to establish that the nervous cell is the basic unit for the nervous tissue?
-Sinir hücresinin sinir dokusu için temel birim olduğunu belirlemek neden bu kadar zor?
- birim
- (Politika, Siyaset) body
- birim
- (Matematik) identity
Every of us has his own unique identity.
-Her birimiz kendi benzersiz kimliğine sahiptir.
- birim
- unit; monad
- birim
- volume , module , unit
- birim
- (Hukuk) agency, body, unit, entity
- birim
- {i} monad
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of birime in Turkish Turkish dictionary
- birim
- Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite
- birim
- Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit
- birim
- Bir kümenin her elemanı veya bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite
- birim
- Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri