Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
birikme
Turkish - English
Definition of
birikme
in Turkish English dictionary
(Ticaret)
congestion
trinketry
(Kimya)
accumulate
cumulation
(Denizbilim)
cumulate
(Ticaret)
backlog
(Askeri)
aggradation
piling up
build up
accumulation
accretion
Related Terms
birikmek
accumulate
birikmek
pile up
birikme
havzası
catchment area
birikme
eğrisi
cumulative curve
birikme
havzası geog
catchment area, catchment basin
birikme
kuşağı
(Jeoloji)
zone of accumulation
biyolojik
birikme
(Askeri)
bioaccumulation
birikmek
mass
birikmek
drift
birikmek
gather
birikmek
congregate
birikmek
(İnşaat)
concentrate
birikmek
pile
birikmek
collect together
birikmek
collect
birik
accumulation
birikmek
come together
birikmek
to accumulate; to pile up; to drift; to mass; to collect (together), to gather
birikmek
to accumulate; to gather, assemble, collect; to amass
birikmek
roll up
birikmek
(Hukuk)
to accrue
birikmek
cumulate
birikmek
{f}
accrue
kışlık
birikme
winter storage
yıllık
birikme
annual storage
Turkish - Turkish
Definition of
birikme
in Turkish Turkish dictionary
Toplanıp yığılma
(Osmanlı Dönemi)
TEELLÜF
Related Terms
birikme
havzası
Kar ve yağmur sularının biriktiği bölge
Birikmek
irkmek
birikmek
Birbirine eklenip çoğalmak
birikmek
Toplanıp yığılmak
birikmek
Toplanıp yığılmak: "Meydanlarda çamurlar, sular birikirdi."- S. F. Abasıyanık
birikmek
Birbirine eklenip çoğalmak: "Sana verilecek havadislerim birikti."- P. Safa
birikme
Hyphenation
bi·rik·me
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
birikme
add zest to
shame plant
More...
Clear
Favorites
More...
Clear