birbirinin

listen to the pronunciation of birbirinin
Turkish - English
tweedledum
{n} a musician in contempt
birbirinin aynı iki şey
Tweedledum and Tweedledee
birbirinin gözünü oymak/çıkarmak
to quarrel bitterly, tear into each other, tear each other to pieces; to fight (physically), lay into each other
birbirinin içine girme
interweaving
birbirinin tamamen zıttı olmak
be poles apart
birbiri
one another

Alan Tate and I looked at one another for a while. - Alan Tate ve ben bir süre birbirimize baktık.

It is our duty to help one another. - Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.

birbiri
each other

These two lines cut across each other at right angles. - Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

We don't know each other. - Biz birbirimizi tanımıyoruz.

birbiri
each other, one another
birbiri
{f} interconnected

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

Turkish - Turkish

Definition of birbirinin in Turkish Turkish dictionary

BiRBiRi
Biri diğerinin yanı sıra
BiRBiRi
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
birbiri
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
birbirinin
Favorites