I want to leave these packages for a while.
- Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
He stayed here for a while.
- O, bir süre burada kaldı.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
We're going to have good weather for awhile.
- Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.
He lived here for a time.
- O, bir süre burada yaşadı.
For a time, things were peaceful.
- Bir süre için her şey huzurlu idi.
He stood there for a while.
- O, bir süre orada durdu.
He stayed here for a while.
- O, bir süre burada kaldı.