bir süredir

listen to the pronunciation of bir süredir
Turkish - English
for a while

I haven't seen Tom for a while. - Bir süredir Tom'u görmedim.

I haven't seen you for a while. - Bir süredir seni görmedim.

for some time now
for awhile now
for a while now
bir süre
for a while

She pondered the question for a while. - Soruyu bir süre düşünüp taşındı.

For a while she did nothing but stare at me. - Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.

bir süre
awhile

I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile. - Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.

We're going to have good weather for awhile. - Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.

bir süre
awhile, for a time
bir süre
for a time

He lived here for a time. - O, bir süre burada yaşadı.

The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt. - Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.

...den uzun bir süredir
for more than
bir süre
a little while
bir süre
once a while
bir süre
a while

She pondered the question for a while. - Soruyu bir süre düşünüp taşındı.

I want to leave these packages for a while. - Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.

bir süredir
Favorites