He stayed here for a while.
- O, bir süre burada kaldı.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
We're going to have good weather for awhile.
- Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.
The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
- Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
He stayed in London for a time.
- O, bir süre Londra'da kaldı.
For a while she did nothing but stare at me.
- Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
I want to leave these packages for a while.
- Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
I may be gone for a while.
- Bir süre için gitmiş olabilirim.
I think we're safe for a while.
- Bence bir süre için güvenliyiz.
Peter has been trying to find a new apartment for some time.
- Peter bir süre için yeni bir daire bulmak için çalışıyor.
I asked for some time off.
- Ben bir süre için izin istedim.
Mary and John quarreled, but made up after a while.
- Mary ve John tartıştılar, ancak bir süre sonra barıştılar.
After a while, he came to.
- Bir süre sonra, o iyileşti.