Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
bir olmak
Turkish - English
Definition of
bir olmak
in Turkish English dictionary
even out
equal
be equal to
coincide
coalesce
Related Terms
bir
anlamı
olmak
add up
bir
anlamı
olmak
make sense
bir
anlamı
olmak
have a meaning
bir
yerde torpili
olmak
have an in
hakim
olmak
(
bir
yere)
command
nazik
bir
durumda
olmak
hang in the balance
olmak
(
bir
yerde)
stand
taraftar
olmak
(
bir
görüşe)
subscribe to
tipik
bir
örneği
olmak
typify
elde bulunan
bir
şeyi tutmaz
olmak
which does not hold a thing to be achieved
yerle
bir
olmak
Be razed to the ground, be razed
Azraile
bir
can borcu kalmak/
olmak
1. to free oneself from debt. 2. to resign oneself to one's eventual death
adet
olmak
(
bir
davranış vb)
become a habit
aklı
bir
karış havada
olmak
have one's head in the clouds
aklı
bir
karış havada
olmak
to have one's head in the clouds
akıcı
bir
yazı dili
olmak
have a fluent pen
bir
arada var
olmak
coexist
bir
atımlık barutu kalmak/
olmak
to be almost at the end of one's resources, be almost at the end of one's rope; to have played almost all of one's cards; to have very little energy left
bir
ayağı çukurda
olmak
be on one's last legs
bir
ayağı çukurda
olmak
to have one foot in the grave
bir
baltaya sap
olmak
to have a job, be employed
bir
eli yağda
bir
eli balda
olmak
to be in clover
bir
gömlek üstün
olmak
be a cut above
bir
gömlek üstün
olmak
have an edge on
bir
gömlek üstün
olmak
to be a cut above
bir
gömlek üstün
olmak
to have an edge on sb/sth, to be a cut above
bir
hizada
olmak
to be in line with
bir
hiç
olmak
be a nullity
bir
hiç
olmak
be nobody
bir
olma
oneness
bir
tahtası eksik
olmak
to have a screw loose
bir
tuhaf
olmak
feel queer
bir
şeyi yapmaya yetkili
olmak
(Hukuk)
to be entitled
bir
şeyle görevli
olmak
be entrusted with something
boktan
bir
şey
olmak
to not to be worth a shit
bol
olmak
(
bir
yerde)
abound with
eski
bir
tarihten geliyor
olmak
date
görülecek
bir
hesabı
olmak
to have a bone to pick with sb
hep
bir
ağız
olmak
(for several people) to agree to tell the same story (in order to avoid suspicion)
iki dirhem
bir
çekirdek
olmak
deck oneself out
iyi
bir
ismi
olmak
have a good character
sade
bir
hayatı
olmak
rusticate
tipik
bir
örneği
olmak
to typify
uçunda (
bir
şey)
olmak
(for something) to be at the bottom of (a matter)
zihni
bir
şeyle meşgul
olmak
be preoccupied with
çok
olmak
(
bir
yerde)
abound with
Turkish - Turkish
Definition of
bir olmak
in Turkish Turkish dictionary
Related Terms
bir
işten hariç
olmak
O işin içinde olmamak
bir
yer zindan
olmak
Yaşanmaz, huzursuz, rahatsız, zevk alınmaz duruma gelmek
bir
yer,
bir
olaya sahne
olmak
Bir yerde bir olay geçmek
bir
şey için veya
bir
şeye deli
olmak
Çok sevmek
bir
şey için veya
bir
şeye deli
olmak
Çok sinirlenmek
bir
şey için veya
bir
şeye deli
olmak
Delirmek
bir
şey moda
olmak
Yaygın duruma gelmek, herkesçe kabul edilmek
bir
şeyden mahrum
olmak
Yoksun kalmak
bir
şeye dâhil
olmak
Katılmak, girmek veya içinde olmak
bir
şeye düşkün
olmak
Çok önem, değer vermek
bir
şeye kul
olmak
Aşırı derecede bağlanmak, boyun eğmek
bir olmak
Hyphenation
bir ol·mak
Pronunciation
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
bir olmak
gave a urine sample
More...
Clear
Favorites
More...
Clear