bir miktar

listen to the pronunciation of bir miktar
Turkish - English
somewhat
a number of

A number of books were stolen. - Bir miktar kitap çalındı.

The councilor tabled a number of controversial motions. - Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.

some, a little
some

Someone has brought us some grapes. - Birisi bize bir miktar üzüm getirdi.

Tom withdrew some money from the bank. - Tom bankadan bir miktar para çekti.

a little

There was only a little milk left in the bottle. - Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.

bir defada alınan miktar
batch
bir miktar para
a sum of money
belirsiz bir miktar
some
epey büyük (bir miktar)
goodly
talep etmek (bir miktar para)
assess
az bir miktar
cast
bir penilik miktar
pennyworth
epey (bir miktar)
quite a/an
küçük bir miktar
element