Explain it once more, Jerry.
- Onu bir kez daha açıkla, Jerry.
She'll try it once more.
- O onu bir kez daha deneyecek.
She was late once again.
- Bir kez daha geç kalmıştı.
France and Britain were at war once again.
- Fransa ve İngiltere bir kez daha savaştaydı.
Let's try one more time.
- Bir kez daha deneyelim.
Read it one more time, please.
- Onu bir kez daha okuyun, lütfen.