When he was a student, he went to the disco only once.
- Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.
Stir once every fifteen minutes.
- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
I have been to Kyoto one time.
- Bir kez Kyoto'da bulundum.
I'm only going to ask you this one time, Tom.
- Ben bunu sana sadece bir kez soracağım, Tom.
They go to watch a play once every month.
- Onlar her ay bir kez maç izlemeye giderler.
We go to the theater once every two weeks.
- Biz her iki haftada bir kez tiyatroya gideriz.
For once in my life, I'd like to do something right.
- Hayatımda bir kez, doğru bir şey yapmak istiyorum.
I wish for once I could be something.
- Keşke bir kez bir şey olabilsem.
Try doing it once more.
- Onu bir kez daha yapmayı dene.
She'll try it once more.
- O onu bir kez daha deneyecek.
Let's try once again.
- Bir kez daha deneyelim.
You are entitled to try once again.
- Bir kez daha deneme hakkın var.
Let's try one more time.
- Bir kez daha deneyelim.
I'll say it one more time.
- Bir kez daha söyleyeceğim.