bir kez

listen to the pronunciation of bir kez
Turkish - English
once

When he was a student, he went to the disco only once. - Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.

Stir once every fifteen minutes. - Her on beş dakikada bir kez karıştırın.

one time

I have been to Kyoto one time. - Bir kez Kyoto'da bulundum.

I'm only going to ask you this one time, Tom. - Ben bunu sana sadece bir kez soracağım, Tom.

ever

They go to watch a play once every month. - Onlar her ay bir kez maç izlemeye giderler.

We go to the theater once every two weeks. - Biz her iki haftada bir kez tiyatroya gideriz.

e'er
for once

For once in my life, I'd like to do something right. - Hayatımda bir kez, doğru bir şey yapmak istiyorum.

I wish for once I could be something. - Keşke bir kez bir şey olabilsem.

bir kez daha
once more

Try doing it once more. - Onu bir kez daha yapmayı dene.

She'll try it once more. - O onu bir kez daha deneyecek.

bir kez daha
once again

Let's try once again. - Bir kez daha deneyelim.

You are entitled to try once again. - Bir kez daha deneme hakkın var.

bir kez daha
one more time

Let's try one more time. - Bir kez daha deneyelim.

I'll say it one more time. - Bir kez daha söyleyeceğim.

bir kez daha
(deyim) once and again
bir kez daha
on one occasion
bir kez sor
(Bilgisayar) ask once
bir kez yumurtlayan
(Denizbilim) semelparous
bir kez çalıştır
(Bilgisayar) run once
bir kez daha
once more, yet again, once again
bir kez daha bölmek
subdivide
bir kez olarak
for this once
bir kez parlayıp sönen
(deyim) a flash in the pan
bir kez tara
(Bilgisayar) scan once
bir kez yanıp sön
(Bilgisayar) flash once
bir kez daha
once more again
birkez
once
en az bir kez
at least one time
bir kez daha
afresh
bir iki kez
once or twice
hepsini bir kez dene
(Bilgisayar) round robin
Turkish - Turkish
bir yol
bir boy
bir
bir kez
Favorites