bir kez

listen to the pronunciation of bir kez
Turkish - English
once

She was late once again. - Bir kez daha geç kalmıştı.

When he was a student, he went to the disco only once. - Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.

one time

Can I eat this mushroom? You can eat anything one time. - Bu mantarı yiyebilir miyim? Bir şeyi bir kez yiyebilirsin.

I've been to Canada one time. - Kanada'da bir kez bulundum.

ever

Stir once every fifteen minutes. - Her on beş dakikada bir kez karıştırın.

They go to watch a play once every month. - Onlar her ay bir kez maç izlemeye giderler.

e'er
for once

For once in my life, I'd like to do something right. - Hayatımda bir kez, doğru bir şey yapmak istiyorum.

Why can't you be nice to me for once? - Neden bir kez olsun bana karşı kibar olamıyorsun?

bir kez daha
once more

She'll try it once more. - O onu bir kez daha deneyecek.

Read it once more, please. - Onu bir kez daha okuyun, lütfen.

bir kez daha
once again

France and Britain were at war once again. - Fransa ve İngiltere bir kez daha savaştaydı.

Could you please repeat it once again? - Lütfen onu bir kez daha tekrarlar mısın?

bir kez daha
one more time

Open your mouth one more time and I will beat you up! - Ağzını bir kez daha açarsan seni pataklayacağım!

I'll say it one more time. - Bir kez daha söyleyeceğim.

bir kez daha
(deyim) once and again
bir kez daha
on one occasion
bir kez sor
(Bilgisayar) ask once
bir kez yumurtlayan
(Denizbilim) semelparous
bir kez çalıştır
(Bilgisayar) run once
bir kez daha
once more, yet again, once again
bir kez daha bölmek
subdivide
bir kez olarak
for this once
bir kez parlayıp sönen
(deyim) a flash in the pan
bir kez tara
(Bilgisayar) scan once
bir kez yanıp sön
(Bilgisayar) flash once
bir kez daha
once more again
birkez
once
en az bir kez
at least one time
bir kez daha
afresh
bir iki kez
once or twice
hepsini bir kez dene
(Bilgisayar) round robin
Turkish - Turkish
bir yol
bir boy
bir