She was late once again.
- Bir kez daha geç kalmıştı.
Stir once every fifteen minutes.
- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
Can I eat this mushroom? You can eat anything one time.
- Bu mantarı yiyebilir miyim? Bir şeyi bir kez yiyebilirsin.
I have been to Kyoto one time.
- Bir kez Kyoto'da bulundum.
They go to watch a play once every month.
- Onlar her ay bir kez maç izlemeye giderler.
Stir once every fifteen minutes.
- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
For once in my life, I'd like to do something right.
- Hayatımda bir kez, doğru bir şey yapmak istiyorum.
I wish for once I could be something.
- Keşke bir kez bir şey olabilsem.
She'll try it once more.
- O onu bir kez daha deneyecek.
Explain it once more, Jerry.
- Onu bir kez daha açıkla, Jerry.
Let's try once again.
- Bir kez daha deneyelim.
You are entitled to try once again.
- Bir kez daha deneme hakkın var.
Open your mouth one more time and I will beat you up!
- Ağzını bir kez daha açarsan seni pataklayacağım!
If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times.
- Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.