Tom said that nothing like that would ever happen again.
- Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.
I never want to see you here ever again!
- Ben bir daha seni burada asla görmek istemiyorum.
I don't want to lose Fadil all over again.
- Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
Tom decided to give it another try.
- Tom onu bir daha denemeye karar verdi.
Why don't we give this another try?
- Neden bunu bir daha denemiyoruz?
I don't want to lose Fadil all over again.
- Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
I'll never overlook your mistakes again.
- Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
We can give it one more try.
- Onu bir daha deneyebiliriz.
Read it once more, please.
- Onu bir kez daha okuyun, lütfen.
She'll try it once more.
- O onu bir kez daha deneyecek.
Let's try once again.
- Bir kez daha deneyelim.
You are entitled to try once again.
- Bir kez daha deneme hakkın var.
Let's try one more time.
- Bir kez daha deneyelim.
If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times.
- Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.
Please take another one.
- Lütfen bir tane daha al.
Please show me another one.
- Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.