bir bakıma

listen to the pronunciation of bir bakıma
Turkish - English
in one way, in one respect
in a way

Paris is the center of the world, in a way. - Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.

Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth. - Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.

in a sense, in one respect, in one way, kind of, as it were
in one respect
in some sort
in some ways
in a sense

In a sense, you are wrong. - Bir bakıma, yanılıyorsun.

In a sense you are right in refusing to join that club. - Bir bakıma, o klübe katılmayı reddetmekte haklısın.

as it were

That was, as it were, part of the job. - O, bir bakıma, işin parçasıydı.

We're cut from the same cloth, as it were. - Birbirimize tıpa tıp benziyoruz, bir bakıma.

sort of
so to speak
Turkish - Turkish
Başka bir görüşle, başka bir düşünüşle
bir bakıma
Favorites