We can save you some time.
- Seni bir ara kurtarabiliriz.
We must get together for a drink some time.
- Bir ara bir içki için buluşmalıyız.
Tom told me that I should drop by sometime for a visit.
- Tom bana ziyaret için bir ara uğramam gerektiğini söyledi.
Come and see us sometime.
- Bir ara bizi görmeye gel.