We can save you some time.
- Seni bir ara kurtarabiliriz.
He stayed there some time.
- O, bir ara orada kaldı.
I'd like to come around to your house sometime.
- Ben, bir ara evinize uğramak istiyorum.
Tom told me that I should drop by sometime for a visit.
- Tom bana ziyaret için bir ara uğramam gerektiğini söyledi.