Many are called, but few are chosen.
A great many do not understand this.
A lot of English words are derived from Latin.
- Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
She saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
Many nights did he spend, looking up at the stars.
- O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
John drank many bottles of wine.
- John birçok şişe şarap içti.
This book is written in multiple languages.
- Bu kitap birçok dilde yazılmıştır.
Tom has been shot multiple times.
- Tom birçok kez vuruldu.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
A lot of English words are derived from Latin.
- Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
She saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
There are numerous theories about the origin of life.
- Hayatın kökeniyle ilgili birçok teori var.
Numerous countries have signed a nuclear disarmament agreement.
- Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.
Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
- Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
Lots of girls like Tom.
- Birçok kız Tom'u sever.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
Several students were absent from school because of colds.
- Birçok öğrenci soğuk algınlığından dolayı okula gelmedi.
There were quite a few rotten apples in the basket.
- Sepette birçok çürük elmalar vardı.
Quite a few Americans like sushi.
- Birçok Amerikalılar suşi severler.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.
- Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
This room is used for various purposes.
- Bu oda birçok amaçla kullanılır.
She was mimicking the various people in our office.
- O ofisteki birçok insanı taklit ediyordu.
Not a few people live to be over eighty.
- Birçok insan seksen yıldan fazla yaşamaz.
They had to build bridges over the many streams.
- Birçok akarsu üzerinde köprü inşa etmek zorundaydılar.
Flexibility is one of the many advantages of working from home.
- Evde çalışmanın birçok yararından biri esnekliktir.
He has written lots of books about his experience abroad.
- Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
Lots of superstitions are still believed in.
- Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
Quite a few people have two cars.
- Birçok insanın iki arabası var.
Quite a few people went to the concert.
- Birçok insan konsere gitti.